21 Temmuz 2013 Pazar

İzmir 80. buluşma

İletişimimizi artık facebook'daki grubumuzdan daha fazla sürdürüyoruz, bu blog'a dönüp güncellemeyeli çok zaman olmuş. Oyun Mutfağı'nın 80. buluşmasının notlarından önce, facebook grubumuza bir bağlantı:

https://www.facebook.com/groups/oyunmutfak/

80. Buluşmamızda kordon’daki Sakız Adası’nda 10 kişi buluştuk. Biraz muhabbetin arkasından üç ana oyun fikri ortaya çıktı. (1) Gezi Parkı direnişlerini konu alan bir oyun, (2) Sıradışı yetenekleriyle insanların şehirlerinde yaşam mücadelesi veren hamamböceklerinin hayatını konu alan bir oyun, (3) İnsanların korkularını temel alarak davranışlarını değiştirmeyi konu alan bir oyun. Bu sonuncunun üzerinde uzun süre durduk, hatta ne tür şeylerin insanları korkuttuğu ve davranışlarında ne tür farklılıklar yarattıklarıyla ilgili bir liste hazırlamaya bile başladık. ‘Neighbours from hell’, ‘Sanitarium’, ‘Amnesia’ gibi örneklerden bahsettik.

Sonuçta ‘TOMAlı oyun’ herkesin aklında ‘oyun’ olarak daha iyi canlanmış olacak ki, oylama sonucunda ağırlıkla o seçildi ve bu oyunu detaylandırmaya koyulduk.

TOMAlı oyun’un temel mekaniğini ‘capture the flag’ konseptinin bir varyasyonu şeklinde hayal ettik. Şehrin büyük meydanlarından biri, bir taraftan göstericiler tarafından, bir taraftan da polis tarafından kapılmaya çalışılıyor. Hangi grup meydanda sayıca çoğunlukta olursa meydan o gruba ait oluyor. İki grubun da amacı, meydanı en uzun süre elinde bulundurmak. Meydanı kaybeden grup tekrar toparlanıp meydanı ele geçirmeye çalışıyor. Net bir sonlanma şartı yok, sadece gruplar arasında süren bir meydanı en uzun süre elde tutma yarışı var.

Oyun az sayıda insan Gezi Parkı’nda ağaçların kesilmesine karşı gösteri yaparken başlıyor. Oyuncu ister göstericilerden biri, isterse de göstericileri izleyen polislerden biri olarak oyunu oynamayı tercih edebiliyor. Seçim yapıldıktan bir süre sonra, polisin göstericilere müdahalesiyle oyun başlıyor.

Oyunun görüntüsü, GTA I ve II’den alışık olduğumuz, yukarıdan izlenen, 2D ya da 2.5D projeksiyonlu şekilde. Meydanlar, sokaklar, binaların çatıları ekranın çoğunu oluşturuyor. Bu görüntü şeklini seçmemizin sebebi, küçük grupları idare etmek ve yönlendirmek için uygun olması. First-person bir görüntüyü de tartıştık, ama bu tarz bir görüntünün oyuncuların ara sokaklarda ne olup bittiğini izlemesi ve yönlendirmesi için çok kullanışlı olmadığına karar verdik.

Eğer göstericilerden biriyseniz, etrafta serbest olarak yürüyüp olayları izleyebilir, cep telefonunuzdan twitter takipçilerinize olayları yayınlayabilirsiniz. Basit bir hamleyle ortamın fotoğrafını çekerek bu fotoğrafı paylaştığınızda, fotoğrafın içeriğine göre takipçi sayınız artar. Siz sokaklarda dolaşırken de, twitter takipçi sayınızla doğru orantılı bir NPC (non-playing character) kalabalığı sizi takip eder, davranışlarınızı mümkün olduğunca tekrarlar. Siz slogan atmaya başladığınızda eşlik eder, kaçtığınızda sizinle birlikte kaçarlar. Oyuncu değil ama, oyuncunun takipçileri polise çok yaklaşırlarsa gözaltına alınabilirler. Gözaltına alınanlar bir süre sonra serbest bırakılırlar, ama birkaç defa gözaltına alınırlarsa sizi takip etmeyi bırakabilirler, o yüzden oyuncunun takipçilerini sert karşılaşmalardan koruması stratejik olarak avantajına olabilir. Diğer yandan, takipçi sayısı arttıkça takipçilerin arasından çevreye karşı şiddete yönelenler çıkabilir ve bunu gören polis grubunuza daha sert müdahelede bulunabilir. Bazı takipçilerinizin şiddete yönelmesi, diğer takipçilerin sizi terketmesine sebep olabilir, bu yüzden çevreye şiddete yönelen takipçilerini tespit edip grubundan çıkarması oyuncunun stratejik avantajına olabilir. Oyuncunun temel araçları slogan atmak, ve olayları twitter’da paylaşmak. Bu yollarla takipçileri artıyor, ve meydan ve sokaklarda daha güçlü bir şekilde varoluyor. Bu şekilde oyunu aynı anda aynı şehirde oynayan onlarca oyuncu, birbirleriyle oyun sırasında sesli/yazılı iletişim kurarak alan stratejileri geliştirebilirler. Kalabalıklar arttıkça olayların duyulma oranı da, meydanlardaki insan sayısı da artıyor ve böylece büyük meydanı daha uzun süre elde tutma ihtimali güçleniyor. Göstericiler polisten kaçarken dükkanlara, apartmanlara sığınabilirler, ama bu noktada onları bir risk bekliyor: bazı dükkan ve apartmanlar polisi doğrudan oraya çağırarak gözaltına alınmalarına sebep olabiliyor. Bu ve bunun gibi gözaltı örneklerini fotoğrafla belgeleyip twitter’da paylaşarak takipçi sayılarını artırabilirler.

Oyunu polis olarak oynuyorsanız, sizin araçlarınız TOMAlar ve gaz bombaları. Polis olarak bir timi kontrol ediyor ve göstericilerin meydanlarda ve sokaklarda gruplaşmalarını, gösteri yapmalarını engellemeye çalışıyorsunuz. TOMAların ve gaz bombaların su ve kimyasal ikmallerinin sağlanması gerekiyor, bir taraftan göstericilerin peşinde koşarken bir taraftan da kaynaksız kalmamak için bunları da takip etmeniz gerekiyor. Bu temel araçların yanında, dayak ve benzeri şiddet yöntemlerine de erişiminiz var ama bu yöntemlere başvurduğunuzda, fotoğraflanmayı göze alarak hem göstericilerin takipçi sayılarında bir artışa kaynak sağlıyor, hem de diğer polislerin görevi bırakmasına, bu yolla da polis grubunun güç kaybetmesine sebep olabiliyorsunuz. TOMAlar ve gaz bombalarıyla, göstericileri meydanlardan uzaklaştırıp meydana yerleşerek, en uzun süre meydanı elde tutmaya çalışıyorsunuz.

Hangi grup büyük meydanı en uzun elde tutma rekorunu kırarsa, şarkılar söyleyerek ve dansederek birkaç saniyeliğine de olsa seviniyorlar. Burada bir düğüm durumu, polisin bir meydanı ele geçirmesi durumunda oluyor. Göstericilerin polis gibi püskürtücü araçları olmadığından, polisi meydandan çıkarmaları mümkün değil. Onlar da alanlarda koordine olarak başka meydanları kaplamaya, dolayısıyla polisi büyük meydanı terkedip küçük meydanlara yayılmaya teşvik edebilirler. Belli bir sayı küçük meydan işgal edilince büyük meydanın uzun süre elde tutulması ayrıcalığının bozulması gibi bir kuralla düğümlerin bozulması sağlanabilir.

Tasarımın göze çarpan bir eksiği, oyunun polis ve göstericiler arasında balanslanmış olmaması. Tarif ettiğim şekliyle oyun, göstericiler lehine avantajlı gibi görünüyor. Oyunun keyifli olması için gereken şeylerden biri, iki tarafın da kazanma şanslarının eşit olması. Diğer eksik ise polis tarafından çok konuşmadığımızdan, polis oyuncuların araçlarının az çeşitli olması ve pek detaylı olmaması. Bir ihtimal de oyunu tek taraflı oynatıp, sonunu şekillendirerek bir ‘expressive game’ olarak sunmak. Sanat stili, ses ve müzik üzerine de konuşamadık. 10 kişi olmamıza rağmen ya aramızda bu konuları konuşabilecek kimse yoktu, ya da sıra gelmedi.

Mümkün olduğunca notlarımı takip etmeye çalıştım, ama unuttuklarımı sizin tamamlamanızı rica ediyorum.

Sevgiler,
Görkem

20 Haziran 2011 Pazartesi

İstanbul Oyun Mutfağı ilk buluşma

Merhabalar,

İstanbul için oyun mutfağı vakti…

Uzun zamandır insanların dilinde olup istedikleri ama bir türlü fırsat yaratılamayan İstanbul Oyun Mutfağı buluşmalarımızın ilki çoğunuzun facebook ve blog sayfamızdan takip ettiği üzere gerçekleşti. İzmirdeki toplantıların yapıldığı mekana benzeyen bir mekanda, Kadıköyde Ortakapı cafede gerçekleştirdik buluşmamızı. Mekan sessiz sakin ve geniş buluşmaları kaldıracak potansiyele sahip.

İlk toplantı çoğunuzun da tahmin edeceği üzere tanışma ve oyun konsepti üzerine hasret dolu bir konuşma havasında oldu. Daha tanışmamış olduğum insanlara, aynı zevklere sahip olduğumuz için özlem duyuyo olmak garip bir histi benim için.

ilk toplantı için oyun tasarımı yapmaktansa ileriki toplantılara temel atma amacımız olduğundan oyun tasarımı yapmadık, bu yüzden kısa bir yazı oldu ilk yazımız.

Bu toplantıya çeşitli sebeplerle gelemeyen arkadaşlarımız da üzülmesinler çünkü haftalık olarak toplanmaya başladık. ( geleneksel ilk toplantımız hayırlı olsun gibi bi laf oldu ama neyse =)

Ayın 22sindeki toplantının da tanışma havasında olacağını tahmin ediyorum ama katılımcıların isteği ve ateşli fikirleri konsepti oyun tasarlama aşamasına getirirse bir sonraki yazı İzmir’deki arkadaşlarımızı şaşırtacak fikirlerle dolu olabilir.

Hem zaten İstanbul İzmirden daha renkli bi şehir olduğundan İzmirlilerin yaptıkları tasarımları sollamamız işten bile değildir emin olun =D

Tekrar görüşünceye dek, hoşçakalın.

Utku YAMAN

8 Haziran 2011 Çarşamba

İstanbul'da ilk buluşma

Merhaba,

Yoğun istek üzerine İstanbul'da ilk Oyun Mutfağı gerçekleşiyor, bilgileri aşağıda. İyi eğlenceler :)

Facebook Event'i:
https://www.facebook.com/event.php?eid=103736693053666

'Oyun Mutfağı' nedir diyenler için:
http://oyunmutfagi.blogspot.com/2009/11/oyun-mutfag-izmirde-baslyor.html

Görkem

Merhaba arkadaşlar,

15 Haziran, çarşamba günü, Kadıköy'de araştırmaların sürdüğü bir cafe'de ilk İstanbul buluşmamızı gerçekleştirelim diyoruz bir grup insan :)

Saat olarak 19:30 dedik ancak geç kalırız diyorsanız telaş etmeyin, uzun sürüyor. Bu hafta katılamadım, bir daha katılamam diye de dert etmeyin! Her zaman, istediğiniz kadar katılabilirsiniz.

Ne için toplanıyoruz mu? http://oyunmutfagi.blogspot.com/ Buradan detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Buluşma yeri için cumartesiye kadar önerileri birlikte değerlendirip, cumartesi günü yine bu event üzerinden duyuruyor olacağız.

Geldiğinizde mekanı bulamaz, birine ulaşmak isterseniz de, Devrim'in telefon numarası 05052511322 üzerinden ulaşabilirsiniz.

Herkese iyi haftalar!

Devrim Günyel

15 Mart 2011 Salı

47. Buluşma

Merhaba,

47. buluşmamız 16 Mart Çarşamba, akşam saat 7'de klasik mekanımız Playbox'ta.

Facebook event: http://www.facebook.com/event.php?eid=170610136321889

Sevgiler,
Serkan

Harita da şöyle:

15 Şubat 2011 Salı

43. Buluşma

Merhaba,

43. buluşmamız 16 Şubat Çarşamba, akşam saat 7'de klasik mekanımız Playbox'ta.

Facebook event: http://www.facebook.com/event.php?eid=168318103215571

Sevgiler,
Serkan

Harita da şöyle:

8 Şubat 2011 Salı

42. Buluşma

Merhaba,

Geçen Buluşmamızı buradan duyurmayı unutmuşum. 42. buluşmamız 09 Şubat Çarşamba, akşam saat 7'de klasik mekanımız Playbox'ta.

Facebook event: http://www.facebook.com/event.php?eid=153769591343843

Sevgiler,
Serkan

Harita da şöyle:

24 Ocak 2011 Pazartesi

40. Buluşma

Merhaba,

40. buluşmamız 26 Ocak Çarşamba, akşam saat 7'de klasik mekanımız Playbox'ta.

Facebook event: http://www.facebook.com/event.php?eid=103472473064584

Sevgiler,
Serkan

Harita da şöyle: