25 Aralık 2009 Cuma

Altıncı buluşmada neler oldu?



Altıncı buluşmada gündeme gelen oyun fikirlerinden bazıları şunlardı:

(1) Keçi hastanesi (MeBe)
(2) Sigortacı oyunu
(3) Babam dedi ki
(4) Mahalle futbolu

Oylama sonunda en ilgi çeken oyun Alper'in "MeBe" isimki keçi hastanesi oyunuydu.

Oyun tasarımı
Bir hemşire, erkek arkadaşıyla olan sorunları sonucunda keçileri kaçırır. Bu keçileri kaçırma durumu, eski erkek arkadaşın soyadının "Keçi" olmasıyla bağlantılı olarak aynı zamanda keçilerle ilgili bir saplantı haline gelir. Oyun terkedilmiş (olduğunu düşündüğümüz) bir binada, eski hemşire bir takım hasta keçilerin hayatlarını kurtarmaya çalışırken geçer.



İki boyutlu, yandan baktığımız (Mario gibi) bir platform oyunu görümünde olan oyunda, ekranda boş yataklar görürüz ve oyun bu şekilde başlar. Yatakların üzerindeki deliklerden keçiler düşer ve düşer düşmez yorganı üzerlerine çekip korkarak yatağa sığındıklarını görürüz.

Yataklara düşen bu hasta keçiler, "Me" diyorlarsa ot, "Be" diyorlarsa ilaç istiyorlardır ve biz de çevrede dağılmış halde bulunan bu iki tipten maddeyi alıp getirerek keçilere veririz. İstediğini sağladığımız keçiler iyileşir ve yataktan kalkıp uzaklaşırlar. Giden keçilerin yerine yenileri aynı deliklerden düşerek gelmeye devam ederler. İstediğini vermeye yetişemediğimiz keçi, bir süre sonra ölür ve bu ölen keçiler bir sonraki bölümde zaman dezavantajı olarak karşımıza çıkarlar.

Ekranın bir köşesinde, hastane yemeklerinin dağıtıldığı türden bir seyyar arabasıyla keçi gezmektedir, bu keçi bizim ot sağlayıcımızdır. Ekranda başka bir noktada bulunan ecza dolabıysa bizim ilaç sağladığımız yerdir.

Yataklarin uzerinden dusen hasta kecilerin yani sira, bir de siyah hasta keciler vardir. Bu siyah keciler beyazlar gibi borudan dusmektense, sedyede getirilip yataga birakilirlar ve yasamalari oyuncu için daha önemlidir. Çünkü bu keçiler öldüğünde, hayaletlerinin kafaları duvarlardaki yarıklardan uzanarak bizim oyunumuza engel olmaya başlarlar. İlaç beklerken ölen keçinin kafası duvarda hayalet olarak belirdiğinde, onun yakınından geçerken eğer ilaç taşıyorsak ilacı elimizden kapıp yutacaktır. Böylece 1 ilacı yetiştiremeyip ölmesine sebep olduğumuz bu siyah keçiler, bize 5 ilaca kadar daha pahalıya mal olabilirler. Ot yetiştiremediğimiz için ölen siyah keçiler de aynı şekilde elimizdeki otları kaparlar. Bu siyah keçilerin bir özelliği de, normal keçiler gibi "me" ya da "be" diyerek ilaç veya ot ikilisinden sadece birini isteyebilecekleri gibi, sonraki bölümlerde "me be", "me be be", "me be be me", "me be be me be" gibi sürekli devamı açığa çıkan bir melodi ile melerler. Ot ve ilaç ikilisini bu sıralamayla vermek zorunda olduğumuz için bu siyah keçilerin bakımı daha zordur. Siyah keçilerin söylediği melodi son bölümde tamamen açığa çıkar ve bu açığa çıkan melodi aslında hemşiremizin bebekliğinde annesi tarafından söylenen ninninin melodisidir. Tüm melodi açığa çıktığında hemşiremiz huzur bulur ve oyun böylece biter.



- Oyun her sonraki bölüme geçtiğinde, bir önceki bölümde ölüp duvara yerleşen siyah keçiler, duvarda kalmaya devam ederler. Bu özellik oyunun sürekli olarak zorlaşmasına sebep olur. Her bölüm bitişi, o bölüm için belirlenmiş sayıda keçinin belirmesiyle mümkün olur.

- Oyunun ilerleyen bolumlerinde oynanisi bir adim daha zorlastiran, yerdeki deliklerden periyodik olarak uzanan eller bulunur. Eger el disaridaysa, onunden gecerken (ornegin shift tusuna basarak) yavas yurunmeli, ya da alternatif olarak elin tekrar iceri girmesi beklenmeldir. Eger ele yakalanilirsa, bir sure (ornegin 4sn) hareket edilemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder